K vitamini ( fillokinon) sindirim kanalında bulunan bakteriler tarafından sentezi yapılan, rengi altın sarısı olan ve akışkanlığı az yani visköz yapıda yağda çözünen bir vitamindir.
K vitaminlerinden K1 ve K2 hayvansal dokularda mevcuttur. K vitamini ıspanak gibi yeşil yapraklı bitkilerde bulunur.
K vitaminin absorbsiyonu ( emilimi) yağda çözünen diğer vitaminlerde olduğu gibi ince barsakta gerçekleşir.
Besinlerle alınan yağ miktarı safra salgısının asit düzeyi emilim miktarını etkilemektedir. Doğal formları barsaklardan emildikten sonra şilomikronlara benzeyen lenflerle karaciğere taşınırlar.
Sentetik formu olan K3 vitamini ise, suda çözündüğünden dolayı, direk olarak mide ile anüs arasında bulunan, ince barsak ve kalın barsaktan meydana gelen, gastrointestinal kanaldan, hızlıca emilerek kana karışır ve portal ven ile karaciğere taşınır.
Kullanıma hazır olan ve kan dolaşımına katılan K vitamini, lipoproteinler ile dokulara taşınır ve kullanılır. Fazla miktarı karaciğerde depolanır.
Ancak depolanması çok az miktarlarda olur. Yağda eriyen diğer vitaminlere oranla daha çabuk tüketilir. Bu sebeple diyetle veya bakteriyel yoldan üretimle sürekli alınması gerekmektedir. K vitamininin vücuttan atılması ise safra ve idrar yolu ile yapılır.
K vitamini vücutta pıhtılaşma faktörlerinin tarnsformasyonu için gereklidir ve bu nedenle antihemorajik vitamin olarak da bilinir.
Protrombin, prokonvertin, plazma tromboplastin komponenti, stuart – prower faktör, protein C ve protein S pıhtılaşma faktörleridir ve karaciğerde sentezinin yapılabilmesi ve aktif hale geçebilmesi için K vitaminine ihtiyaç vardır.
K vitamini eksikliğinde pıhtılaşma faktörünün sentezlenmesi gerçekleşir ancak bu faktörler aktif hale gelip görevlerini yapamazlar.
K vitamini pıhtılaşma faktörleri dışında başka proteinlerle de reaksiyona girerler. Kemik metabolizmasında osteoblastlar tarafından sentezlenen osteokalsin proteini K vitamini eksikliği durumunda kana karışabilir ve kandaki seviyesi yükselebilir.
Böbreklerde ise Ga protein denilen yapıyla reaksiyonu sonucunda böbrek tubüler epitel hücrelerinde CA++ maddesinin emilimini sağlarlar. K vitamini cildin bağ doku hücrelerinde de yer almaktadır.
K Vitamini Eksikliği Hangi Durumlarda Meydana Gelir?
K vitamini eksikliği çok fazla görülen bir durum değildir. Çünkü yaşayan organizmaların çoğu k vitamini ihtiyacını besinler yolu ile karşılayabildikleri gibi , gastrointestinal kanaldaki bakteriler yardımı ile sentezleyebilmektedirler.
K vitamini eksikliği görülme nedenleri;
– Yağ malabsorbsiyon Sendromu ( yağ emilim bozukluğu) veya steatoreye ( yağlı dışkı) neden olan durumlarda ortaya çıkabilir.
Bu durumlar ise ileri derecede karaciğer hastalıklarında, safra kanalı obstruksiyonunda, intestinal kanaldaki mukozanın atrofisi durumlarında ve pankreatik yetmezlik durumlarında oluşur.
– Aşırı miktarda antibiyotik kullanımına bağlı olarak barsaklarda sterilizasyon meydana gelmesi ile birlikte K vitamini sentezi yapan bakterilerin yok olması, besinlerle de yeteri kadar alınamaması durumunda eksiklik meydana gelebilir.
Yeni doğan bebeklerde K vitamini eksikliği görülme nedenleri
- Yeni doğan bebeklerin kontaminasyondan uzak steril gıdalarla beslenmesi
- Yeni doğan bebeğin gastrointestinal bölgesinin steril olması,
- Anneden bebeğe plesanta vasıtasıyla K vitamini geçişinde eksiklik olması nedenlerine bağlı olarak bebeklerde K vitamini eksikliği meydana gelebilir.
Bu nedenle doğumdan hemen sonra yeni doğanlara 1 doz K vitamini yapılmaktadır.
K vitamini eksikliği durumlarında, meydana gelen yaralanmalar da kanama, kanı pıhtılaştıran faktörlerin görevini yapamaması nedeniyle durmaz.
Fazla miktarda kan kaybı meydana gelir. Vücutta meydana gelen, kesilerin ve yaraların iyileşmesini sağlar.
K vitamini vücudu kansere karşı korur. Hücre yenilenmesini sağladığı için iyi bir antiaging maddesidir. Kemik yapısını güçlendirir ve kas iskelet sisteminin sağlığının korunmasında yardımcı olur.
Ayrıca K vitamini eksikliği vücudun savunma mekanizması olan ve hastalıklarla mücadele etmesini sağlayan bağışıklık sisteminin de zayıflamasına neden olur ve hastalıklara karşı direnç azalır.